“OYUNUN HİÇBİR FAZINDA ORGANİZE OLAMAYAN BİR GALATASARAY”
Travmatik Giresunspor maçından sonra, Galatasaraylı futbol severler bu maça biraz daha temkinli yaklaşıyordu. Özellikle, Ümraniyespor’un oyunun geçiş fazında Giresunspor’a göre çok daha etkili olduğu not edildiğinde, gol beklentisi yüksek bir maç sanki kaçınılmazdı. Tabi maç konuşulanların aksine, Galatasaray’ın tek gollü galibiyeti ile sonuçlandı.
Sorulması gereken soru şu; Galatasaray teknik heyeti bu maçı analiz ederken, ne şekilde kategorize edecek? Aslında ders çıkarılması gereken çok şey var.
İlk olarak ilk 11 tercihine baktığımızda, beklenen bir hamle ile Okan Hoca’nın orta saha tercihi önceki maçlarla tezat değildi. Defansif orta sahayı Torreira’ya emanet eden teknik heyet, Oliveira’yı merkez orta sahada ve önlerinde çok konuşulan Emre Akbaba ile yaptı. Mertens’in 2. yarı başlayacağı mesajını, Okan Hoca maç önü röportajında verdi.
Sizlerde taktir edersiniz ki maçın ilk 45 dakikası Galatasaray açısından katastrofikdi. 62 kere top kaybeden Galatasaray, tam 43 pas hatası ile Galatasaraylı futbol severlere zor anlar yarattı. Galatasaray oyunun hiçbir fazında (Defans, Geçiş Oyunu, Ofans) organize olamadı ama buna rağmen Seferovic’in maç başında ceza yayı önünde kestiği pasın hakkı temiz bir gol vurusu olmalıydı. Maçın ilk yarısında her ne kadar Emre Akbaba’yı xT’si (Tehdit Beklentisi) yüksek bölgelerde topla buluşturamasak da, topun arkasında istekli bir Emre Akbaba vardı ve kenara gelmeyi haketmiyordu. Akıllara ilk gelen soru, Kerem yerine Mertens’i alıp, Emre Akbaba’yı bir şekilde oyunda tutmak daha hakkaniyetli olmaz mıydı?
xT Expected Threat (Tehtit Beklentisi)
Oyunun 2. Yarısında daha istekli ve daha tehlikeli bir Galatasaray vardı, ama atak aksiyonu eksikliği maçı bireysel performansa endeksli bir hale getirdi. Gomis’in neden çok doğru bir gol opsiyonu olduğunu bir önceki yazımda ve Futbol Biz ekranlarında, fiyat/performans indeksi ile açıklamıştım. Bu gol bizlere geçmişteki stoperi sırtına alıp, doğru ilk dokunuş ve dönüşle golü bulan Gomis’i hatırlattı
Comparisonator verilerinden gördüğümüz gibi Galatasaray 2.9 xG (gol beklentisinden) 1 gol çıkarmayı başardı. Mertens’in oyuna girişi ile atak aksiyonlarında daha tehditkar bir Galatasaray ortaya çıkardı. Maçın öne çıkan isimlerinin başında ise Lucas Torreira vardı. 11km koşan ve %92 isabetli pas ile oynayan oyuncu hem dinamik, hem akıllı hem de basit oynadı. Oyunu yavaşlatmadan takımı öne taşıyabildi ve öndeki oyuncuların boşluklarını kapatmayı becerdi. Beni en çok düşündüren konu bu aslında; bu kadar üst düzey bir ön libero performansı varken takımın atak aksiyonlarındaki düzensizliği gelecek için ışık vermiyor. Maçın iyileri arasına; Boey’i de eklemek lazım, Le Dubois’nın yokluğun özellikle bu maçta hiç aratmadı ve Omar’ın elden çıkarılmasının ne kadar doğru bir hamle olabileceğini kanıtladı.
Gecenin üzücü anektodu ise sözde taraftar bir şahısın, Van Aanholt’a yaptığı ırkçı saldırıydı. Söylenecek söz yok maalesef, esefle kınıyoruz. Van Aanholt’un kullanma kılavuzunu daha önce söylesekte bir kez daha hatırlatmak isterim; Patrik Van Aanholt bir çizgi beki değildir, sol içte Türkiye “sözde” Süper Ligi’in en efektif oyuncusudur. 1. Bölge’de oyun kurulumunda katkı sağlar ve 3. Bölgede fark yaratır. Yeter ki Kerem çizgiye açılsın ve doğru bir şekilde konumlansın. Umarım Okan Hoca bu konuda önümüzdeki günlerde doğruyu bulur. Galatasaray’ın en yetenekli oyuncularından biri olan Kerem’in daha basit oynaması gerekiyor. Birileri Kerem’in kulağına günde yüz kere şunu fısıldamalı; “Futbol basit bir oyundur, zor olan ise basit futbol oynamaktır.” -Johan Cruyff
Galatasaray’ın alınan bu kaliteli oyuncular ile bir an evvel daha organize bir takım haline gelmesi gerekiyor. Konuşulan 3-4 transfer daha yapılacağı ama sen organize olamazsan ve çalışılan senaryoları sahaya yansıtamazsan, bireysel beceriler dışında, oyun felsefesi olan bir takım olamıyorsun. Şüphesiz artık top Okan Buruk ve ekibinde.