“Beşiktaş’ın yaptığı çok bariz ama abartılırsa..”

alper şahin (2)
Atilla Arda Bora

Alanyaspor maçından sonra öyle bir Beşiktaş izledik ki, iki haftadır Türkiye gündeminde “Acaba Beşiktaş bu sezon şampiyon olur mu?” polemikleri tartışılmaya başladı.

Bu algının yanlış olduğunu benim gibi düşünen futbol severler zaten söylüyorlardır fakat Beşiktaş’ın iç sahada, özellikle ilk yarılarda oynadığı, rakiplerine bağlı olarak lig seviyesi üzerinde bir futbol var.

Tabi hep konuşuyoruz bu sadece ama sadece 61-62 dakika.

Beşiktaş’ın koşu mesafesi rakiplerine göre çok düşük. (Ortalama 108.5 km)

Alanya maçının ikinci yarısı bu istatistiği düşürse de diğer maçlarda da beklediğimiz koşu mesafeleri gerçekleşmedi.

Bu konuda iyi olduğunu düşündüğümüz Ismael şimdilik sınıfta kaldı ancak iki hafta sonra ne olur bilinmez.

Beşiktaş’ın en büyük eksiğini yazmak için aslında bu köşe yazısını da tarihe not olarak düşmek istedim. Gerçi programlarımın tamamında belirtiyorum.

Beşiktaş’ın fikstürü nispeten diğer takımlara göre daha kolay başladı ve bunu iyi değerlendirdi.

Öncelikle kötü geçen bir Kayserispor maçı ancak alınan son saniye 3 puanı moralleri yukarıda tutmuştu.

 

LİDER AMA EKSİĞİ VAR MI?

Ismael’in sisteminde herhangi bir değişiklik yok, değiştirdi diyenler var ancak formasyon olarak dörtlü savunmaya döndü. Bu dönüşün en büyük sebeplerinden bir tanesi takımdaki STOPER EKSİLİĞİ.

Beşiktaş, Dale Alli transferi ile 8 ve 9.5 problemini çözmüş gibi görünse de Türk statüsünde oynatabileceği oyuncu sorunu kaynaklı Necip ile sağ stoper oynuyor. Yani, sigorta olarak bir stopere sahip Beşiktaş, ön alanda dikine pas, oyun kurma özelliğinden uzak Necip ile kazanabileceğiniz maç sayısı sınırlı olacak. Henüz daha dişli rakiplerle nispeten oynamadı siyah beyazlılar.

Önümüzdeki fikstürde özellikle Başakşehir, Fenerbahçe ve Trabzonspor maçları bu konuda belirleyici olacak.

Hani takıma Türk yerleştireyim diyorum; Masuaku’nun Umut tarafından kesilme ihtimalinin olmadığını net şekilde gördük. Masuaku şu anda Beşiktaş’ın sol kanadında hücum ve oyun kurma konusunda vazgeçilmezi. Üstüne üstük duran topları da çok isabetli kullanıyor. Kalite..

Peki Cenk ne olacak? Cenk bile şu seviyede Muleka’nın Weghorst’a yakın durması kaynaklı ürettiği skorlardan dolayı yedek kalabilir. Bu nedenle Beşiktaş’ın Salih ile bütün sezon boyunca oynama ihtimali kesinleşti. Ersin’i de işin içine koyduğumuz da mecburi Necip ile yola devam edilmesi Ismael’in basın açıklamalarına yansıyor. Hoca da bu statü olayının kaldırılmasını istiyor. Zaten çok saçma, üstüne konuşmaya daha fazla gerek yok.

Yarın öbür gün Josef gelecek. Salih’imi keseceksiniz? İşte o zaman mecburen Umut Meraş oynayacak Beşiktaş’ın belli başlı sol taraf oyun planı aksayacak.

 

BEŞİKTAŞ’IN OYNADIĞI OYUN TAM OLARAK NEYİ İFADE EDİYOR?

Beşiktaş ligin en hızlı geriye koşu yapan takımlarının başında geliyor.

Beşiktaş’ın orta alanındaki tüm oyuncular, Süper Lig’de bir maçın kazanılması adına edinilebilecek en iyi oyunculardan kurulu. Salih’i tek olarak değerlendirecek olursak, gelişiminin zirvesinde, potansiyel olarak beklentiyi karşılayan bir oyun oynuyor. Oyuncunun yedeği ‘yabancı oyuncu’ olan Josef. Bir hafta sonra fit şekilde takıma katılacak.

Dele Alli ve Gedson Fernandes isimleri ise bir Süper Lig takımında olması gereken en iyi iki orta alan oyuncusundan sadece iki tanesi. Galatasaray’da Torreira gibi bir isim var ancak Beşiktaş’ta Josef ile birlikte bu ikiliyi düşündüğümüzde, her takıma karşı üstünlük kurabileceğinin altına imza atmak gerekir. Böyle bir orta sahayı ben uzun süredir ‘direnç ve teknik’ konusunda Beşiktaş’ta görmedim.

Pjanic varken de dahil bu söylediğim.

Peki Beşiktaş orta alanda bu oyuncular ‘hangi oyunu oynuyor?’

Kendi gözlem ve yaptığım analizler sonucunda notlarımı aktarayım.

Üçlü orta sahayı Gedson ile 6 ve 8 gibi, Salih ile tam 8 ve Berkay olduğunda ‘Anchor’, yani tam çapa, Berkay olmadığında da ofansif güç olarak Alli ile 9.5… 10 değil.

9.5 veya 8.5 gibi kavramlar günümüz modern futbolunda çok önemli. Neden kullanıyorsun diye soranlara hemen kısa bir tanıtım geçeyim.

Misal 9.5, 9 gibi ama 10 numaranın yaptığı işleri de yapabilen oyuncuya söylenebiliyor. Aynı şekilde 8.5 veya 6.5 gibi kavramlarla adlandırdığımız oyuncu bölgeleri de bunun gibi bir üst basamaktaki mevkide yapabileceklerini veya yaptıklarından dolayı oyuncuları tanımlarken kullanılabilir.

İşte Beşiktaş’ın orta alanında evet, bir 10 numara yok, ki olmaması lazım, modern futbolda 10 numara kavramı iyiden iyiye yeni stratejilerle birlikte artık rafa kaldırılmıştır.

Benim kafamdaki oyun sisteminde de 10 numara özellikli oyuncular ancak ve ancak çift forvette asimetrik olarak santrfor ile yan yana oynayabilir.

Örneğin Talisca..

Kendisine yıllarca 10 numara dediler.

Kendisi çok tipik bir 9.5’dur. Keza Alex Teixera.. Oyuncu 10 numara değil, neredeyse 9’dur. Bu özellikleri scout raporlarında da ücret ödeyerek inceleyebilirsiniz. Profesyonel scoutların söylemleri kendi söylemlerime yakın olduğunda daha fazla haz alıyorum futboldan. Tabi herkesin görüşü kendine göre haklıdır, saygı duyulması gerekir.

Konumuza dönecek olursak;

Beşiktaş’ın orta alanında 8.5, 6 ve 8 kavramlarında tam 3 adet oyuncu var. Bu şu anlama geliyor:

Oyuncuların, yani Alli, Josef (gelecek) ve Gedson’un ‘kendi yetenekleri’ kaynaklı iyi bir oyun oynaması halinde teknik adamın isteklerinin bir çoğu yerine getirilir.

Defansif kurgu, tamam..

Yerleşik düzende üçlü set, savunma geçişinde yakalanıldığında ikili set, tamam…

Hücuma kalabalık gidebilme (7 oyuncu ile) tamam..

Beklerin, orta alanın üçlü olması kaynaklı çizgiye daha sık inebilmesi, o da tamam..

(Rosier‘i iki haftadır görüyorsunuz, programlarımda daha bu asistleri yapmadan önce bunları detaylı olarak aktarmıştım, izleyen değerli kardeşlerim bilirler.)

Santrfor?

En alası, tamam oğlu tamam..

Weghorst’tan böyle bir patlama bekliyorduk ancak oyun kreatifliği açısından bu seviyede Beşiktaş’a yardımcı olabileceğini kimse tahmin edememişti sanıyorum.

Olağan üstü.

Türkiye’nin açık en iyi hedef santrforu Wout Weghorst,

İsterse bu saatten sonra ne gol atsın ne de asist yapsın.

Ben geleceğine dahi inanmamıştım hatırlayacaksınız.

Bu oyuncu 12 km koşu mesafesini bir maçta yaptı ve bunu henüz daha Eylül ayına girmemişken yapmayı başardı. Ortalaması ise takım koşu mesafesinin üzerinde.

Bir merkez santrfor oyunu nasıl yönetiyorsa onu yapıyor Hollandalı.

Hangi takım alırsa alsın belirli bir sistem içerisinde, doğru oyuncu destekleriyle fark yaratır.

Yarattı ve yaratacak..

Saiss?

Uzun top konusunda Premier Lig’de geçen yıl van Dijk’ı geride bıraktı.

Evet van Dijk’ı. 

Fakat şu andaki oyun kurulumunda sadece duran toplarda Beşiktaş’ın verim almaya çalıştığı, hava toplarındaki etkisi ile katkı sağlayan bir oyuncu konumda. Henüz daha oyunun içine pas trafiği ile katıldığını görmedik. Görmediğimiz istatistikleri var ancak genelde kontrollü oynuyor. Belki de gerek kalmıyor ama gerek kalacaktır.

Necip‘ten mecburi fayda alınılmaya çalışıyor.

Türk statüsünde olduğu için oynadığını söylüyorum ancak bazı Beşiktaş’lı arkadaşlar bana kızıyorlar. “Öyle deme Necip’in aldığı çok maç var. Canını dişine takıyor..”

Tamam, zaten buna itirazı olan yok ama siz kaliteli ve her maç domine eden bir Beşiktaş mı istiyorsunuz yoksa idare edilen bir savunma hattı mı?

Bu defolar yukarıda saydığım önemli maçlarda ortaya çıkarsa ah-vah etmemek lazım.

Necip yerine Beşiktaş’ın oynatabileceği başka yerli yok doğru. Kural olduğundan başka çare de yok bu da doğru ancak mutlaka bunun önlemi gerekiyorsa Kaan Ayhan ile alınmalıydı. Beşiktaş iyi oynuyor ve lider diye bu eleştirilerden kaçınılmamalı.

Görünen köy kılavuz istemez. Erken önlem şampiyon yapar.

 

“BEŞİKTAŞ FORMASYONU DEĞİŞTİRDİĞİ İÇİN DEĞİL SİSTEME SADIK KALDIĞI İÇİN..”

Üçlü – dörtlü olayı var ya hani şu “Beşiktaş üçlü oynamaz.” diyenlere söylüyorum. Bu işin üçlü ile beşli ile alakalı olmadığını yıllardır anlatırım hatta elit takımlar üçlü oynar diye hep belirtmişimdir. Bunun oyuncu profili kaynaklı olduğunu görmüşsünüzdür diye düşünüyorum. Beşiktaş yarın oyun kurucu bir stoper alır statü de kalkarsa ya da devre arasında Kaan alınırsa, üçlünün en kralını oynayabilir. Şu oynadığı futbolun da üzerine çıkabilir.

Beşiktaş’ın oynadığı oyun sisteme kalınan sadakatten dolayı bu hale geldi ancak söylediğim gibi hala daha koşu mesafeleri konusunda sorunlar var.

Giderilmeli.

Kaliteli oyuncular da takıma eklenince 60 dakika durmadan oynayan ve hücum ederken savunmayı iyi yapan bir Beşiktaş izliyoruz. Bunun dakikası 75’lere çıkarsa o zaman Şampiyonluktan söz edebiliriz.

Beşiktaş 60’dan sonra taraftarına tırnak yediriyorsa bu işte bir sıkıntı var demektir. Lütfen bunu atlamayınız.

Uçtu-kaçtı yok.

“Beşiktaş şampiyon” algılarından mutlaka sıyrılmak gerekir. Daha ne oynandı ki?

 

Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlara bekliyorum.

Sevgilerim ve saygılarımla,

Atilla Arda BORA